Leyla and her boyfriend Yilmaz are in the porn film sector for 25 years in Germany. A while ago, they moved to Istanbul and Yilmaz left her for another woman. Although they are separated, Yilmaz comes up with a last minute request: one last movie where Leyla meets 20 year old handsome but quite traumatic character Izzet. The age difference between Leyla and Izzet, unsolved problems of Izzet's chubby mother and sister, Yilmaz's passion to his work and its results all crash into each other in an unexpected way.
“Anlatacaklarım var! Vaaz vermek değil niyetim, duyduğumu söylemek. Söylemeye değer şeyler duyuyorum zira. Belki hayatı daha yaşanır kılmak için ya da belki sade, ama sade anlatmak için... Sen anlat dedi Tanrı bana, anlaşılsın diye değil, hiçbir mükafat istemeden anlat... Çünkü bir mükafattır artık bir anlatıcıya doğru düzgün anlaşılmak! Sen anlat dedi... Sen sade anlat! Umudu hatırlatsın diye umutsuzluğu, çareye yol açsın diye çaresizliği anlat... Ders verme dedi kimseye, çünkü hoca denmez öğrenmesini bitirene. Çırakları olan bir çıraktır usta, olsa olsa... Sen anlat dedi bana Tanrı, sen sade anlat.... “ Yılmaz Erdoğan, “Bana Bir Şeyhler Oluyor” oyununun kahramanı Hilmi Duran’a söylettiği bu sözlerle, yazar olarak neden böyle bir oyun yazmak zorunda kaldığını açıklamakla kalmıyor, aynı zamanda kahramanının da kimliğini ele veriyor.
Nur is a woman who suffers from bipolar depression with psychosis. While she stays in a mental institution she confronts with her life; her childhood, her parents and her marriage...Can she ever learn to love herself?